30 Aralık 2009 Çarşamba

ASHAB, ASHAB KİMDİR, SAHABE, SAHABE KİMDİR

İslâm alimleri tarafından yapılan sahabi ta­nımlarında bazı farklılıklar görülür. Bu da on­lardan her birinin değerlendirmesine esas aldı­ğı ölçüden kaynaklanmıştır. Ancak mevcut ta­nımların özü şöyle ifade edilebilir. "Sahabi, Peygamber (s) ile mümin olarak karşılaşan ve mü'min olarak ölen kimsedir." O'nunla az ve­ya çok beraber bulunmuş olan, hadis rivayet eden veya etmeyen, O'nunla bir savaşa katı­lan ve katılmayan, sadece görmüş olup O'nun­la oturmayan veya bir engelden dolayı görme­yenler de bu tanımın kapsamına girmektedir. Bir hadis-i şerifte İslam ümmetinin en hayırlı neslinin Peygamber asrında yaşayan müs'ü-manlar(yani ashab) olduğu haber verilmiştir. Ayet ve hadislerde çeşitli vesilelerle övülen, tezkiye edilen ve hatta -bir kısmı- hayatta İken Cennet'e girecekleri müjdelenen bu örnek ne­sil, erkeğiyle kadınıyla, büyüğüyle küçiiğüyle, topyekün hepsi Peygamber (s.)'den öğrendik­leri bilgileri bıkmadan usanmadan, bir ibadet şevki ile sonraki nesillere aktarmışlardır. Kur'an ayetlerinin nüzul sebeplerini, (esba-bu'n-nuzul) hadis-i şeriflerin söyleniş sebeple­rini (esbâbu'l-vünıd), Peygamber (s.)'in bü­tün ayrıntısıyla icraatını ve daha nice incelikle­ri ashab nesli sayesinde Öğrenilmiştir. Bütün bunların da ötesinde, hayatın gerçekleri için­deki "yaşanan İslam"ı ancak ashabın şahsında

görme İmkanına kavuşabiliyoruz. Bu yüzden­dir ki, müslümanlardinlerinikendilerineartık-sız, eksiksiz intikal ettirmiş bulunan ashabı hep hayırla ve hürmetle anagelnıişlerdir.

İslâm dünyasında Peygamber (s.)'in hayatı çeşitli İlim dallarınca çeşitli yönlerden ele alı­nıp İncelendiği gibi Ashab'ın hayatı da değişik yönlerden araştırılmıştır. Mesela, bazı eserler­de görülen şahabı tarifi, hadis rivayetinde as­habın değeri, az veya çok sayıda hadis rivayet edenler bilgin sahabiler, şair sahabiler, sahabi-lerin yerleştikleri ve vefat ettikleri yerler, as­hab'ın kendi aralarında derecelendirilmesi, ehl-İ Suffe, ehl-i Bedr müellefe-i Kulub gibi başlıklar bunların bir kısmıdır.

Ashabın sayısı hakkında verilen rakamlar muhtelif olmakla beraber, Veda Haccı sırasın­da Peygamber (s.)'in, Arabistan'ın çeşitli böl­gelerinden gelen yüzkırk bin kadar sahabiye hitab ettiği bildirilmektedir. Bu rakama bun­lardan daha fazla olan ve o yıl hacca iştirak et­memiş müslümanları da katarsak aşağı yukarı ashabın sayısı hakkında bir kanaat elde ede­riz.

Bir insanın sahabi olup olmadığı şu yollar­dan biriyle anlaşılır:

1- Sahabi olduğu tevatür yoluyla sabit olur; Zaten bu konuda ünlü bir hadis te vardır: "As­habım gökteki yıldızlar gibidir,hangisine tabi olursanız sizi hidayete götürür." 2- Şöhret ve yaygınlık yoluyla bilinir; 3- Tezkiyesi kabul edi­len bir tabii veya sahabüerden birinin filanca sahabidir şeklinde rivayette bulunması İle bili­nir ve 4- adaleti ve yardımseverliği sabit İse, ben şahabıyım demesiyle bilinir.

Ashab İle alakalı en Önemli konulardan biri de ashabın adaleti meseledir: Bazı fikirleri tar­tışmalı gruplar hariç tutulursa, ehl-İ Sün-net'in, Ashabın tamamının adil olduğunda İtti­fakı vardır. Kur'ân-ı Kerim'deki şu ayetler, as­habın adil olduğuna delil gösterilmiştir: Fetih; 18, Tevbe; 100, Enfal; 64, Haşr; 8-9, Fetih; 29, Tevbe; 117-118

"Ashab-ı Kiram adildir" sözüyle kastedilen şudur: Sahabelerin hepsi, Resulullah (s.) adı­na yalan söylemeyecek, ona ait olmayanı ona nisbet etmeyecek bir vera ve takva sahibidir-

ler. Sahabenin adil olduğunu kabul etmemiz bizi onlardan sonrakilerde olduğu gibi rivayet­lerinin kabul edilmesi için, durumlarını araş­tırmak gerekmediği, sonucuna götürür.

Ashabın İslam için sosyolojik Önemi, onların ilk İslam toplumunun ve ümmetin ilk üyeleri ve kurucuları olmaları noktasında toplanır. Her sahabinin İslam'a kattığı renk, daha son­raki yüzyıllarda çeşitli İslam toplumlarında "örnek" olarak kabul edilerek İslam'ın tarih içindeki şekillenmesine etkide bulunmuştur.

AhmetTuranARSLAN

Bk. Hadis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.